Türk Pop Müziğinin gelmiş geçmiş en ‘verimli’ sanatçılarından biri. Tam bir beste fabrikası. 15 yıldır Türk Pop’unun zirvesinde. Milyonlarca hayranı var. Konserlerinde binlerce kişilik korolar Serdar Ortaç şarkılarını kendilerinden geçercesine söylüyorlar. Kim ne derse desin Serdar Ortaç tartışmasız bir müzik fenomeni. Bu fenomeni daha iyi tanımak için ‘One Dergisi Mikrofonu’nu bu kez Serdar Ortaç’a uzattık. Sorularımıza samimi yanıtlar verdi ve ortaya keyifli bir söyleşi çıktı. Buyurun.
Röportaj: Esra Mertler
Esra Mertler: Çok geniş bir hayran kitlesine sahipsiniz. Nedir bu kadar sevilmenin sırrı?
Serdar Ortaç: Ne ekersen onu biçersin. Ben bu güne kadar hep sevgi ve saygı ektim. Şimdi meyvelerini topluyorum sanırım.
EM: Yüzlerce şarkı sözü ve besteniz var. Çok verimli bir sanatçısınız. Ama bununla birlikte fildişi kulenizde değil hayatın içindesiniz. Hem hareketli bir sosyal yaşama sahip olup hem de bu kadar üretken bir sanatçı olmayı nasıl başarıyorsunuz?
SO: Dünyada güçlü olmak isteyen her millet, kendi değerlerini, kendi müziğini, sanatını ve sanatçısını, bürokratını ve politikacısını, fikirlerine muhalefet olsa dahi hükümetini sevmeli ve saymalıdır.Başka ulusları kıskanacak hale gelmemek buna bağlıdır. Ben yıllarca, kendi müziğimize neden yeterince ilgi gösterilmediğini düşünüp durdum. Osmanlıdan bize kalan muhteşem makamlarla beslenmiş müziğimizin yerini doldurabilecek başka hiç bir müzik tarzı olamaz ve olmamalıdır diyerek şarkılarıma bu ruhu yansıtmaya çalıştım. Milletime aşığım bu yüzden de yazdığım her şarkı yerini buluyor…
EM: Müzikal anlamda kendinizi nasıl besliyorsunuz?
SO: Çok okurum çok izler çok dinlerim..Türk şiiri antolojisinden tutun,deyimler sözlüğüne kadar her bulduğumu okurum ..Bir insana çok dikkatli bakar ve onda çok şeyi görürüm.
EM: Yapmış olduğunuz albümlerde müzik kalitesini korumak için nelere dikkat ediyorsunuz? Var mı olmazsa olmaz kriterleriniz?
SO: Yapılan işe emek harcamak kadar ona gereken parayı da harcamak önemlidir. Vermeden almak olmaz.Mesleğim konusunda hiç cimri olmadım.
EM: Ne zaman yeni albüm çıkarmayı düşünüyorsunuz? Albüm hazırlıkları sürecini kısaca bize anlatır mısınız?
SO: 2010 Mayıs da yenisi çıkar..Şarkılar seçilir , biriktirilir, aranjöre teslim edilir. Canlılar çalınır, okumalar yapılır, mikse geçilir ve resimler çekilir,kapak hazırlanır,bakanlık izni alınır ve albüm çıkar..
EM: Nazlı, Ajda Pekkan, Faruk K ve Bengü’ ye verdiğiniz şarkılardan yeni albümünüze koymayı düşündüğünüz var mı?
SO: O şarkılar artık onların malı, onlarla anılmasında yarar var, ilerde sahibinin sesi gibi bir albüm yapılabilir.
EM: Konserlerinizde hep enerjik ve neşe dolu görünüyorsunuz. Gerçek yaşamda da böyle misiniz?
SO: Hepsini sahneye verip bırakıyorum , bana bir şey kalmıyor..
EM: Son dönemdeki konserlerinizin hemen hepsini izlemiş biri olarak soruyorum. Konserleriniz arasında sizin için özel bir anlamı olan var mı? Yaşamınız boyunca unutamayacağınız bir konser?
SO: Çok zor soru, Samsun konserim 1995, Karadeniz Ereğli konserim, Ankara Gökkuşağı açılış konserim, Yedigün turnesi Elazığ, Antep, Eskişehir, Adana, Konya, Kayseri, İzmir, Antalya ve tüm İstanbul konserlerim.
EM: ‘Serdar Ortaç’ denilince akla ilk gelen şey nedir? Ya da ne olmasını isterdiniz?
SO: Özel hayata dair ne derlerse kabulüm ama önce çalışkan ve başarılı derlerse gurur duyarım.
EM: Hemen hemen her konserinizde hep bir ah çekip gerçek aşkı bulamadığınızdan yakınıyorsunuz. Sahiden de gerçek aşkı bulamadınız mı?
SO: Bulsam bekar yaşamazdım inan hemen evlenirdim…
EM: Şarkılarınızı verirken hiç tereddüt ettiğiniz oldu mu?
SO: Tahammül edilemeyecek kadar kötü sesi olmayan herkese şarkı verebilirim.
EM: Şarkı verdiğiniz için sonradan pişman olduğunuz da olmuştur elbette…
SO: Olmadı diyelim .
EM: Karşınızdaki binlerce insanın size ait şarkılarla eğlenmesi olağanüstü bir keyif olmalı…
SO: İsmi ve tarifi olamayan tek duygu bu işte.. Okyanusta dans eden balina gibi, karlı dağlardan aşağı sürüklenen bir kayakçı gibi yada kanat takıp Galata’ dan kendini bırakan Hezarfen Ahmet gibi ..
EM: Magazin basınından takip ettiğimiz kadarıyla inanılmaz eğlenceli ve renkli bir yaşamınız olduğunuzu düşünüyoruz. Yanılıyor muyuz?
SO: Son derece yorucu ama hak ettiği keyfi veren bir hayat benimki. Aldığın keyfin, verdiği acıları tamir edip edemediği daha önemli …
EM: Şarkılarınız arasından ‘Serdar Ortaç’ fenomenini en iyi ifade eden hangisi diye sorsak…
SO: Her şarkımdan birer satır alıp yeni bir şiir yazmamız gerek .
EM: Pop dışında dinlemekten ve icra etmekten zevk aldığınız müzik türleri var mı?
SO: Azeri müzik, Sanat müziği, tüm uşşak ve hicaz eserler.
EM: Ben iflah olmaz bir hayranınız olarak sizi Mick Jagger’ dan daha yaşlı ve daha sevimli olduğunuz yıllarda bile sahnede görmek istiyorum. Böyle bir şansım olacak mı?
SO: Gurur duydum, olacak tabi ki ..
EM: Geleceğe yönelik bir kariyer planlamanız var mı? Yoksa spontane mi yaşıyorsunuz hayatı?
SO: Hedeflerim var elbette , hayal aşamasından çıktığında söylerim ..
EM: Mükemmeliyetçi ve bu nedenle birlikte çalışılması zor biri olduğunuz söyleniyor…
SO: Çevremdekiler fazla detaycı olduğumu söylerler. Buna gerek olmadığını, daha rahat olmam gerektiğini öğütleyenler olmuştur. Ben doğru bildiğimi yapar ve ayrıntıları hayatın merkezi olarak görürüm. Bu bakımdan zor olabilir benimle çalışmak. Yolun sonunda kazandıklarımıza bakmak lazım.Hayat kimi haklı çıkartacak…
EM: Metropol insanı mısınız?
SO: Mecburen.
EM: Günün birinde ‘bu kadar yeter’ deyip tası tarağı toplayıp bir sahil kentine ya da kuzey Avrupa’da bir göl kasabasına yerleşmeyi düşünür müsünüz?
SO: Kuzey Avrupa’ ya neden gideyim, ülkemin her hangi bir yerinde ölmek kadar onurlu ne olabilir….
EM: Milyonlarca hayranınız için size ulaşabilmek bir hayal iken şimdi sizinle röportaj yapıyor olmak beni çok mutlu etti. Bizi geri çevirmediğiniz ve samimi cevaplarınız için teşekkürler Serdar Bey.
SO: Rica ederim. Ben teşekkür ederim güzel sorularınız için.