Serdar Ortaç konserlerine ilgisiz kalmak pek mümkün değil. Karnaval havasındaki konserleri tıklım tıklım. Ortaç’ın konser ekibi için Facebook’ta hayran sayfaları açılıyor. Nihan Çilesiz de tam yedi yıldır Ortaç’ın vokalisti. Sesi kadar dekolteleri, mini etekleri, fiziği ve sahnede Ortaç’la samimiyeti dikkat çekiyor. Neredeyse her şarkısında Ortaç’ın arkasında değil, yanında bulunuyor, düet yapıyor. Bir yandan da Ortaç’ın klip ve konser kıyafetlerini tasarlayarak imajıyla ilgileniyor. İşte Ortaç hayranlarının merak ettiği Nihan Çilesiz’in hikayesi
Nihan Çilesiz Bolu doğumlu. Babası müziğe tutkun bir memurdu. En büyük hobisi musiki cemiyetlerine gitmekti. Altı kardeşin en küçüğü olan Nihan Çilesiz de kardeşleri arasında babasını örnek alan ve müziğe en çok meraklı olandı. Elinden oyuncak mikrofonu düşmüyor, ayna karşısında saatlerce şarkı söylüyordu. Ablalarının da maskotuydu. Bahçeye tüllerden sahne kurup ona makyaj yapıyorlardı. Mahalledekileri çağırıp Nihan’a konser verdiriyorlardı. 12 yaşında tıpkı babası gibi Bolu’daki Musiki Cemiyeti’ne gitmeye başladı. Kanun çalmayı öğrenip, okul korolarına girdi. Müsamerelerde başrol onundu. Üniversitede Ankara Gazi Üniversitesi Çocuk Gelişimi’ni kazandıysa da aklı müzikteydi. Ailesinin de desteğini alarak İTÜ Devlet Konservatuvarı’nı kazandı. 18 yaşında tası tarağı toplayarak tek başına İstanbul’un yolunu tuttu.
SAHNEDE VOKAL YAPMAK ÇOK ZEVKLİ
Kız arkadaşıyla bir ev kiraladı. İkinci yıl çalışmaya başladı: ‘Mahsun Kırmızıgül, Aşkın Nur Yengi ve Alişan bizim okuldaydı. Çeşitli yerlerden vokal teklifleri gelince çalışıp para kazanmaya başladım’ diyor Çilesiz. İlk olarak Ortaköy’de iki erkek arkadaşıyla kurduğu grupla haftanın yedi günü sahnedeydi. Sonra da zamanla şarkıcılar arasında adı yürüdü. Vokal arayanlar kapısını çalmaya başladı. Çelik’in en popüler olduğu dönemler ona eşlik etti: “Bence vokal yaparak sahnede olmak çok zevkli. Celal Çapa’nın mekanlarında sahne aldım. Yaz-kış çalıştım. 2003’te Serdar Ortaç’la tanışarak hayatımın en güzel adımını attım. Ve sahneden hiç ayrılmadım.”
BÜYÜK SAHNELERDE DAHA CESURUM
Serdar Ortaç’la nasıl tanıştınız?
- Bir kız arkadaşım sayesinde. Vokalist aradığını söyledi. Elektriğimiz tuttu, çok heyecan vericiydi. Çalışmaya başladıkça rahatladım. Çünkü çok titiz ve detaycı biri.
İlk sahnenizi hatırlıyor musun?
- Evet dün gibi. Bodrum’da bir mekandaydık. Serdar’ın kulisine gittim. Üstüme başıma baktı. Okey’ledi ve sahneye çıktık.
Kıyafetlerinize karışır mı? Mini etek giy falan mı der?
- Buna hiç gerek kalmadı! Çünkü hep mini giyiyordum ve o yıllarda herhalde benim gibi giyinen yoktu ki minilerim konuşuluyordu.
Neden bu mini etek tutkusu?
- Seviyorum. Bir şey ya vardır ya yoktur. Arada şeyleri sevmiyorum. Bir de orada bir şov var. Ona uygun ve iddialı olmalıyım. Tabii siyah-tişört pantolon giyenler de var. Ama işin görsel kısmını başlatan ben oldum. Çünkü sıradan olmayı sevmiyorum. Sadece arkada vokal yaparak değil de görüntümle de sahneyi doldurmak istedim.
Forumlarda her yerden dekolte verdiğiniz eleştiriliyor...
- Bu dezavantaj mı bilmiyorum. Ama tamamen konseptle alakalı. Büyük sahnelerde daha cesur davranırken küçük mekanlarda biraz daha farklı kıyafetler seçiyorum.
Vokalistler hep arkadadır. Sizde durum farklı...
- Bu kendiliğinden oldu. Sürekli Serdar’la göz kontağım olur. Bu onun da hoşuna gitti ve sahne şovumuz böyle oturdu.
Hiç sahnede rahatsız edildiniz mi?
- Hayır. Sanırım öyle bir elektrik vermiyorum. Kendimi kadın olarak sunmuyorum. Ben orada bir objeyim. Vokalistim.
Sizin ekibe girmek zor mu?
- Evet. O sahneye uyum sağlamak, profesyonellik, yüksek enerji ve güleryüzlü olmak gerekiyor. İyi bir karakter de önemli.
Güzellik...
- Tabii o da çok önemli.
Peki siz sesiniz için mi ön plandasınız?
- İyi karışımım. Ne sesim muhteşem, ne de fiziğim harika. Ama ikisi bir araya gelince ortaya iyi bir şey çıkıyor.
Vokallerden Merih Ermakastar’a albüm yapıldı. Sıra sizde mi?
- Benim böyle bir talebim olmadı. Bu güzel şeyi bozmak istemiyorum.
Sahnede Ortaç sizinle çok yakın temas halinde...
- Evet ama rahatsız olmuyorum. Sahnenin enerjisinde her şey kendiliğinden gelişiyor. Tabii soranlar oluyor ama orada yapılan bir iş var.
Bunca yıl içinde aranızda hiç elektriklenme olmadı mı?
- Biz çok iyi arkadaşız. İkimiz de profesyoneliz ve sahnede işimizi yapıyoruz.
SERDAR ORTAÇ CÖMERT BİR İNSAN
Tasarım işi nasıl başladı?
- 2004’ten beri tasarlıyorum. Serdar kıyafetlerimi beğendikçe daha şık olmaya çalıştım. Aradığım şeyleri dışarda bulamayınca kendim tasarlamaya karar verdim. Modelist ablam da yardım etti. Kendi sahne kıyafetlerim dışında yurtdışına pek çok koleksiyon tasarladım. Yakında Nişantaşı’nda butik açacağım.
Serdar Ortaç’ın kıyafetlerini nasıl tasarlamaya başladınız?
- Benim giydiklerimi beğeniyordu, ‘Bana da bir şeyler tasarlar mısın?’ dedi, 5-6 parça tasarladım. Ona yakıştığına inandığım spor ve şık kıyafetler yaptım. Sahnede zaten çarpıcı ve iddialı olmalıydı.
Neler tasarladınız?
- Önce tasarımları düşünüyorum. Kumaşı seçip diktiriyorum. Sonrasında detayları ve taşları elle yapıyorum. Şimdiki koleksiyonda apolet ve zincirli ceketler var. Pantolon ve tişörtler yaptım. Sahneye uygun ışıltılı olması için taşlarla süsledim. Zaten 15-20 parça hazırlıyorum önce. Hepsini görüyor ve mutlaka sahnede giyiyor. Parçaları eşleştirip bütün konserlerde değerlendiriyoruz.
Hangi şarkıda hangi kostümün giyileceğine karışıyor musunuz?
- Tabii. Konser günleri erkenden gidiyorum. Bütün kıyafetleri ortaya döküyoruz.
Ortaç ne kadar ödedi kıyafetlere?
- Ondan sadece masrafını almak istiyorum ama çok cömert bir insan.
BU MESLEKTEN İYİ KAZANIYORUM
Albüm piyasa çıkmadan şarkı sözleri bize geliyor. 20 gün boyunca bütün şarkıları prova yapıyoruz. Ve şarkıları zaman içinde ezberliyoruz. Bu meslekten iyi kazanıyorum. Piyasa şartlarına göre gelirim iyi.
KIYAFETLERİMİN SAYISINI BİLMİYORUM
Sahnede sırrım bacaklarım için özel kullandığım krem. Parlak ve sağlıklı gösteriyor. Sekiz yıldır haftanın beş günü, yaz-kış demeden spor yapıyorum. Yüzüyor, yürüyor, koşuyor ve kardiyo yapıyorum. Bence bir insanın kendine yaptığı en iyi yatırım vücuduna bakması. Sahnede aynı kıyafetleri iki kere giymiyorum. İyi bir gardırobum var ve açıkçası elbiselerimin sayısını bilmiyorum. Ayakkabı hastasıyım, artık eve sığmadıkları için dağıtıyorum.