Eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, İbrahim Tatlıses'in uğradığı silahlı saldırıyla ilgili açıklamasında "Korumalar yetersiz kalmış. Daha iyi olabilirdi" demesi dikkatleri bu konuya çevirdi.
Saldırı öncesinde 4 defa tehdit edildiği öne sürülen Tatlıses yeterince korunmuyor muydu? Şoförünün yaptığı "Karşılık verseydim katliam olurdu" açıklaması ne kadar geçerli?
Araştırmacı-Yazar ve Güvenlik Uzmanı Doç. Dr. Önder Aytaç, konuyla ilgili soruları yanıtladı:
"GÜVENLİK ZAAFI VAR"
"Kendisine yapılan tehditler var ve hedefte bir isim. Zırhlı araba ve kurşun geçirmez camlar olması lazım. Tatlıses'in ön koltuğa değil, arka koltuğa oturması lazım. Sadece arkada değil önde de bir güvenlik aracının olması lazım. Bütün bunların hiçbiri yok. Dolayısıyla güvenlik zaafı kesinlikle var. Bir de aynı yolu kullandığını biliyorlar saldırganlar. Her hafta aynı gün Beyaz TV'de programı var ve giriş-çıkış yapıyor.
Korumaların bir zaafiyeti var mı?
"Koruma diyor ki; 'Biz çıkıp ateş etseydik katliam olacaktı'. Bu çok mantıklı değil. Koruma, koruduğu kişinin güvenliğini sağlamakla mükellef. Hatırlayın Ronald Reagen vurulduğunda ilk ateşten sonra arkasındaki koruma Reagen'ı yere yıkıyor ve yıkar yıkmaz üzerine kapaklanıp komple üzerini örtüyor.
Koruma açısından çevrenin güvenliğini düşünmek, katliam olacağı için çıkıp ateş etmemiş olmak asla ve asla kabul edilebilir değil. Çünkü onun görevi İbrahim Tatlıses'i korumaktı ve koruyamadı. Arkadaki araçtaki korumaların da müdahale etmesi gerekirdi.
Kaçan aracın peşine düşmeleri gerekirdi. Onun vurulduğu yerden hastaneye gitmeleri abesle iştigal. Ayrıca korunan kişi ile korumaların araçları arasında da ciddi bir orantısızlık olmaması lazım. Burada koruma arabası çok kötü değil ama Tatlıses'in arabasıyla daha orantılı bir araba olmalıydı.