İşte Gülben Ergen’in Vatan’ın Pazar ekindeki o açıklamaları…
Doğuma tek başıma gittim, yanımda kimse yoktu
* Atlas nasıl bir çocuk?
Atlas kimselere benzemeyen bir çocuk, Atlas atlas gibi... Farklı, sıcak, ilk göz ağrım benim o, ilk kahramanım benim o...
* İkizlerin haberini alınca ne hissettin?
İkiz olduklarını doktorum ilk söylediğinde anlayamadım, ömrümün sonuna kadar aklıma gelmezdi benim ikiz hamilelik yaşayacağım. İkinci çocuğa hep sıcak bakardım ama bu kadar erken olacağını da düşünememiştim. Başıma gelmiş en büyük mucizedir her yaşadığım. Çok ama çok zor bir hamilelik süreci geçirdim, dördüncü ayda yatmak zorunda kaldım. 3 ay günde 10 dakikadan fazla ayakta kalmıyordum, evde olduğum iğneleri, aldığımız önlemleri, benim gibi hareketli yerinde duramayan birisi için büyük bir sabır sınavıydı. 7 ay 10 günlüktü Ares ve Güney geldiğinde. Tek başıma gittim doğuma, kimse yoktu.
Onlar vardı yanımda, Atlas’ı yatağında öptüm ve sabah 5’te evden çıktım hastaneye gittim. Acilden girdiğimde beni görenleri teselli ettim, sakin olun diye. Ama içimden o kadar dua ettim ki doğum başlamasın hastanede yatayım; ama bu kadar erken olmasın diye. Çok riskliydi çok... Atlas 3.5 kilo doğmuştu, Ares ve Güney’in ikisinin toplam kilosu 2.900’dü. 2.5 ay yoğun bakımda yattılar.
Haftalarca damlalıkla midelerinden beslendiler. Ben mucizeyi gördüm, ben mucizeyi yaşadım; gün gün nefes aldılar, bazen nefes alamadılar, başlarındakı alarm ötüyordu oksijen düştüğünde... Şimdi 2 yaşlarına geldiler, Allah onlardan razı olsun benim yüzümü güldürdüler.