“Biten bir şeyi insanlar neden hâlâ konuşuyor, anlamıyorum”
Yeni albümü “Aşk Kaç Beden Giyer?”i piyasaya çıkaran Hadise, ayrıldığı sevgilisi Sinan Akçıl’la ilgili haberlerin albümün önüne geçmesinden dertli! “Biten bitmiştir. Kendime saygım var çünkü. U Turn (u dönüşü) yapmayı sevmiyorum; önüme bakıyorum. Çünkü yolum daha çok uzun; henüz 25 yaşındayım” diyen Hadise, “Şu anki mutluluğuma mutluluk katabilecek biri varsa çıksın karşıma” diyerek yeni aşklara kapı araladığını vurguluyor.
* Aşk Kaç Beden Giyer?” nasıl bir albüm oldu?
İçinde 9 şarkı var. Her şarkı ayrı bir hit. “Albümde 2-3 hit şarkı olsun; geri kalanı için de amann boşver yeter ki albümü dolduralım, çaktırmayın” durumu yok. Her şarkıya klip çekeceğim Allah’ın izniyle... Kendimi geliştirdiğim, kaptanı olduğum bir albüm oldu. Hiçbir şarkıda kopya bir şey yok; hiçbir şarkı cover değil. Sevenlerim eğlensin istedim. Depresyon albümü değil, bu albüm “Hayatın tadını çıkarıyorum, güçlüyüm ve kendimi seviyorum” albümü!.. Aslında Nisan’da çıkmayacaktı bu albüm, daha önce çıkacaktı ama son anda 1-2 şarkı konusunda mutlu olmadım ve yeniden okudum. Albümün kartonetini falan da değiştirdim. Çok tititizim; tam istediğim kıvama gelmesini bekledim.
* Aslında albümün gecikmesinin nedeni; ayrıldığınız Sinan Akçıl’dan aldığınız parçaları okumaktan vazgeçmeniz değil mi?
Alakası yok. 2 şarkısını okumuştum, miksi bitmişti. Ama sonra o şarkıları okumak istemedim.
* Yaşadığım şeyleri bu albümde anlattım demişsiniz; bu her albüm için geçerli mi?
Her albümümde böyle bu. Şarkılarım hep neler yaşadığımı anlatıyor. Ben böyle bir şarkıcıyım; lay lay lom şarkılar yapan; piyasa şarkıları yapan bir şarkıcı değilim. Benim sürekli bir hikayem, yaşadıklarım var. Bunun için albüm yapmak adına 2 sene bekledim; birşeyler yaşamam lazımdı çünkü. Ona göre albümümün çizgisini çekiyorum. Çok kişisel bir şey albüm yapmak. Albüm yapayım konserlere koşalım değil derdim. Ama konser yapmaya bayılıyorum.
* Star ışığı doğuştan mı oluyor?
Evet. Allah’ın beni sahnelerde olayım diye yarattığına inanıyorum.
Beyonce zenci, ben Türk’üm
* Sakin, sevimli, daha çocuksu bir kızken; sahneye çıktığınızda ne oluyor?
Bambaşka bir dünyaya giriyorum. İçimden seksi bir leopar çıkıyor diyebilirim. “Sahnede nasıl devleşiyorsun?” diyorlar bana. Ben de, “Allah’ın verdiği yetenek” diyorum.
* Albüm için çektirdiğiniz imaj fotoğrafları Beyonce’a benzetildi. Bir esinlenme oldu mu?
Niye başkasının kopyası olayım... O zenci bir kere, ben Türk’üm. Saçlar ikimizde de dalgalı ama kimde dalgalı saç yok ki! Eye- liner da herkeste var.
Evet, leopar giydim ama herkes giyiyor; şu an moda zaten. Beyonce’un benim gibi birebir fotoğrafı olsa “evet, hata yaptık” diyeceğim ama öyle bir şey yok... Albümüm çok iyi oldu, beğenmeyenler de beğenmesin, kafama takmayacağım.
“Eurovision nedeniyle 16 ülkeye gittim ama hiçbir şehrin tadını çıkaramadım. Hep araçtan otele, oradan programa... Türkiye’de çok abartılıyor bu Eurovision.”
İsteseydim aylar önce konuşurdum
* Son dönemde verdiğiniz röportajlara baktığımda “Bu dönem çok güçlü” olduğunuzun altını çizmişsiniz. Bu, Sinan Akçıl’la yaşadığınız ayrılıktan etkilenmediğinizi kanıtlamak için mi?
İnsanlar şöyle ya da böyle düşünsünler gibi bir derdim yok ki. Öyle bir derdim olsa sürekli konuşurum. Yazılanlara sürekli yorum yaparım. Oysa ben hiçbir şekilde yazılan çizilenlere yorum yapmıyorum. Hiçbir şekilde polemik başlatan insanlara eşlik etmiyorum. Ama evet, kendimi iş konusunda güçlü hissediyorum. Sahnede cumhurbaşkanı benim; bu albümün cumhurbaşkanı benim. Ve bir genç kadın olarak hayatta dimdik duruyorum.
* Ayrılığınızla ilgili neden bu kadar çok konuşuluyor?
Benim için biten şeyi insanlar neden hâlâ konuşuyor, onu anlamıyorum. Biten bitmiştir. Ben üzerine konuşmuyorum ki... Yarım sene geçti insanlar hâlâ konuşuyor. Konu benim için kapandı; hayatta olmaz. Kendime saygım var çünkü. U Turn (u dönüşü) yapmayı sevmiyorum; önüme bakıyorum. Çünkü yolum çok uzun daha; henüz 25 yaşındayım. Karar alıp sonra geri dönüş yapan insanlardan değilim
* Sizce ayrılığınızla ilgili konuşulanlar ne zaman sona erecek?
Hiç bilmiyorum. İnsanlar bir şekilde manşetlerini doldurmak, bir şekilde bir isim kullanarak manşetlerde olmak istiyorlar. Bunu normal karşılamak lazım; herkesin bir tarzı var. Ben böyle bir şey hiç yapmadım. Bugüne kadar hiçbir albümümde bir ayrılıkla ya da polemikle albüm satışlarım artsın diye bir derdim olmadı. Bu albüm hiç kimseye laf atmak için değil. Malesef böyle yazılıyor çiziliyor ama dediğim gibi benim derdim başka. Eğer derdim laf atmak olsaydı aylar önce konuşurdum.
“Başarımı hiç kimse hiç bir şekilde gölgeleyemez. Ben sadece müziğimle varım, hep de böyle olacak Allah’ın izniyle.”
Kendimi en çok fit olduğum zamanlar seksi buluyorum
* Kendinizi en çok ne zaman seksi buluyorsunuz?
En çok fit olduğum zamanlar çok seksi hissediyorum! Kendimi spor yaparken seksi buluyorum. Halterlerle çalışırken aynaya baktığımda “Ay ne güzel kaslarım gittikçe güzelleşiyor, bugün biraz daha ince gözüküyorum” diyorum ve kendimi o an seksi hissedebiliyorum. Seksi hissetmek bir suç değil ki ama nedense böyle yansıtılıyor; ben kendimi seksi buluyorsam, kendimden utanmıyorsam, kendimden eminsem bunu göstermeyi seviyorum. Neden göstermeyelim? Daha çok kadın bunu yapsın isterim; herkes istediği gibi giyinsin.
* Bu kadar güzel bir kadın olarak bir erkekten aldığınız en güzel iltifat neydi?
Bugüne kadar ağzımı açık bırakan bir iltifat almadım. Gelecekte olacak inşallah.
* Kıyafetleriniz çok beğeniliyor. Modayı çok mu sıkı takip ediyorsunuz?
Ediyorum; bir de bana ne yakışır ne yakışmaz bilirim. Dar şeyler çok yakışıyor mesela. Ama çok kabarık, kalın gösteren elbiseler giymem. Dışarısı eksi 3 derece bile olsa bana kazak giydiremezsiniz. Özellikle de sahnede... Düşük bel de asla giymem.
Önce iş, sonra aşk! Faturalarınızı aşkla mı ödüyorsunuz?
* Kimseyle 24 saat yanyana duramam demişsiniz. Nasıl evlendireceğiz peki sizi?
Bu sadece ilişkiler için geçerli değil; ben kardeşlerimle de, arkadaşlarımla da 24 saat yanyana duramam. Kimsenin gücüne gitmesin... Yalnız kalmak isterim biraz. Evlilik de bence sürekli yanyana olmak değildir ki. Sen bekarken arkadaşlarınla bir rutinin varsa bunu evlenince de devam ettirmelisin. Tek başına zaman zaman tatile çıkılabilmeli mesela.
* Sizi nasıl bir erkek etkiler?
Şu anki mutluluğuma mutluluk katabilecek biri varsa çıksın karşıma! Öyle biri varsa seve seve sarılırım o kişiye.
* Önce iş sonra aşk mı?
Zaten insanların hayatında önce iş vardır. Ne yapıyorsunuz? İşe gidiyorsunuz para kazanıp faturalarınızı ödüyorsunuz; bu arada konserlere, davetlere gidiyorsunuz... Aşk sonra gelmiyor mu? Aşkla mı faturalarınızı ödüyorsunuz? Aşk hayata bir ilavedir. Nasıl ki insanların bazısı makarnalarını tuzlu bazısı pul biberli seviyor öyle...Hayat sadece aşk değil ama önemli, güzel bir ilave. Bir nevi baharat; bence tarçın hatta.